top of page

Türkiye'de Zeytinlik Yangınları ve Çözüm Önerileri-Vehbi TUTMAZ


 

Dünya’da ve ülkemizde açık alan yangınları insanlar, doğal kaynaklar ve tarımsal alanlar için oluşturduğu olumsuz etkileri nedeniyle gündemdeki önemini artırmaktadır. Yangınların çıkış sebeplerinin neredeyse tamamı insan kaynaklı olup küresel iklim değişikliği ve sonucundaki meteorolojik anomaliler mega yangınları gündeme getirmektedir. Yangınların etkilerinin afet boyutuna ulaşması bu konudaki strateji ve politikaların en kısa sürede katılımcı bir anlayışla yeniden gündeme getirilmesini zorunlu hale getirmektedir Yangınlar, sorunlar ve çözüm önerilerinin belirlenmesi ve sorunların çözümü için özel bir çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Zeytinlik alanlardaki olası yangınlar ve çözüm önerileri uygulanabilir ve sürdürülebilir olabilmesi için bu alanda yaşayan ve bulunanların yer aldığı yangın gerçeği ile yaşamayı öğrenmiş, eğitilmiş, katılımcı ve duyarlı bir toplum oluşturulması zorunludur.

İnsanların katkılarıyla hızlanan süreçte küresel iklim değişikliği ekosistem için kuraklık ve yangınlar ile bunların etkilerini arttırmıştır. Türkiye genelinde orman yangınları istatistikleri Orman Genel Müdürlüğü tarafından, diğer açık alan yangınları (bağ, bahçe, tarımsal alan vd.) ise Büyükşehir Belediye İtfaiye (tam şehir yasasına tabi olmayan şehirlerde ise yerel idareler itfaiyesi)  teşkilatı tarafından yerel olarak tutulmaktadır.  

Orman Genel Müdürlüğü son on yıllık verilerine göre orman yangınları;

DÖNEMİ

AÇIKLAMA

YANGIN ADEDİ

YANAN ALAN (hektar)

YANGIN BAŞINA(hektar)

TOPLAM(88 yıl)1937-2024

TOPLAM

126.268

1.907.265

15,1

YILLIK ORTALAMA

1.435

21.673

 

SON ON YIL2015-2024

TOPLAM

27.330

257.607

9,43

YILLIK ORTALAMA

2.733

23.326

 

2021 YILI

TOPLAM

2.793

139.503

49,9

2022 YILI

TOPLAM

2.160

12.799

5,9

2023 YILI

TOPLAM

2.579

15.520

6.0

2024 YILI

TOPLAM

3.795

27.470

7,2

 

Zeytin Ağacı:

Zeytin ağacı (Olea Europea) kolay büyüyememesine karşın, nispeten dayanıklı ve uzun ömürlü (ortalama 300-400 yıl) bir ağaç türü olarak bilinir. Bu nedenle de adı birçok kaynakta  "Ölümsüz Ağaç" olarak ifade edilir. Genelde 12-15 metreye kadar boylanabilir ve 7-8 yaşlarından itibaren meyve vermeye başlar. Zeytin ağaçları, genellikle yıllık ısı ortalaması 15 ile 20 °C olan yerlerde optimal olarak yetişebilir ve sulanabilmesi kaydıyla maksimum 40 °C’ye kadar yüksek sıcaklıklara dayanabildiği bilinmektedir.

Zeytin ağacı, yanmayı geciktirici niteliklere sahip olması, ateşe ve rüzgâra karşı dirençli bir bitki türü olarak kabul edilir. Yaşamını yüzyıllarca sürdürebilir; dalları ve gövdesi tahrip edilse dahi sağlam kök sistemi sayesinde ağaç kendini yenileyebilir. Zeytin ağaçları, nemi tutan ve çok az suya ihtiyaç duyan yapraklı bitkiler oldukları için ateşe karşı doğal bir engel de oluşturabilirler. Bu özellikleri nedeni ile Avustralya’da bazı eyaletler, zeytin ağaçlarını orman yangınlarına sıkça görüldüğü alanlarda yetiştirilebilecek yangına dayanıklı bitkiler listesine almıştır. Birçok ülkede tarım orman ara kesitinde yangınların kolayca yayılmasını önlemek gayesi ile kolayca alevlenebilen türler yerine zeytinlik alanlar oluşturmak koruyucu bir önlem olarak düşünülmüştür.

Tüm bunlara karşılık zeytinlik alanlar, günümüzde kuraklık ve yangın tehdidi altındadır. Yağışların rejiminin düzensizliği ve kuraklığın arttığı bu tür dönemlerde tarımsal potansiyeller ve yetiştirilen türlerde değişimlerin yaşanması kaçınılmaz olacağı,  kuraklık şartlarına nispeten dayanıklı bir tür olmasına karşın zeytinin küresel iklim değişiminden en fazla etkilenecek tarımsal ürünlerin başında geleceği bilim insanlarınca ifade edilmektedir.

Geçmiş yıllarda kuzey yarım kürede özellikle yaz aylarında sıcaklığın ve rüzgâr hızının yüksek olduğu buna karşılık nispi nemin düşük olduğu dönemler açık alan yangınları için hassas dönem olarak kabul görmüştür. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak meteorolojik parametrelerin yangınlar için hassasiyet yaratması ve bu durumun neredeyse yılın tümüne yayılmış olması,  günümüzde mega açık alan yangınlarını gündeme getirmektedir.

Örneğin El Nino; doğu tropikal Pasifik Okyanusu'ndaki yüzey sularının olağandışı ısınmasını tanımlayan bir iklim modeli olarak tanımlanır. El Nino, iki ila yedi yılda bir oluşmakta ve tüm dünyada etkisini oluştuğu yılı takip eden yılda daha da yoğun olarak göstermektedir. Türkiye'de kayıt edilmiş en yüksek sıcaklık 49 0C ile 27 Ağustos 1961 tarihinde Cizre'de, dünyada ise 10 Temmuz 1913 tarihinde 56,7 0C ile Amerika Birleşik Devletleri’nin ölüm vadisinde ölçülmüştür. Uzmanlar El Nino gibi iklim modellerinin, dolayısıyla küresel ısınmanın bir sonucu olarak önümüzdeki yıllarda kesin olarak yeni sıcaklık rekorları beklendiğini ifade etmektedirler.

Zeytinlik Yangınları;

Zeytinlik alanlarda yangın tehlikesi son yıllarda daha da artmıştır. Özellikle 2021 yılındaki orman ve diğer açık alan yangınları hemen yakınlarında bulunan zeytinlikleri de büyük oranda etkilemiştir. Ülkemiz ormanlarının % 55’i (12,5 milyon hektar)  yangına hassas ormanlık alanlar olup; genel olarak Hatay’dan Çanakkale’ye kadar olan sahil kesimine yakın ve 0-600 m yüksekliğe kadar olan alandadır. Ülkemiz ormanları zeytinlik alanlarla birlikte genellikle aynı coğrafyada ya da yakınında yer almakta ve olası yangın başlama noktası neresi olursa olsun, hemen yakınındaki alanların da yangından etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Mevcut mevzuat gereği yerel belediye itfaiye teşkilatı hemen her yangına müdahale ederken, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 69. Maddesi, 2018 yılında 7139 Sayılı Kanun ile;

 “Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır. Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ormana sirayet etme riski bulunan kırsal alan yangınlarının söndürülmesine imkânlar ölçüsünde katkı sağlanır” (Resmi Gazete, 2018, Madde 14) şekliyle değiştirilmiştir.

Bu nedenle Zeytinlik yangınlarına öncelikle yerel belediye itfaiye teşkilatlı sorumlu olup, orman idaresi ile hemen her açık alan yangınında müştereken ve işbirliği içinde yangınlara müdahale ederler.

Yanan ormanlık alanların yerine zeytinlik oluşturulması son dönemde sıkça gündeme taşınmaktadır. Oysa ormanlık alanlar, Anayasa’nın 169. Maddesi ile güvence altındadır. Yasaya göre “yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, başka amaçlarla kullanılamaz” hükmü vardır. Bir başka sosyal medya gündemi ise ülkemizde yangına konu coğrafyada yer alan kızılçam ağaçlarının özel olarak dikildiği, hatta yanan ormanlık alanların yerine zeytinliklerin oluşturulması sıkça ifade edilmektedir. Oysa bilim insanları kızılçam ağaçlarının yaklaşık 200 milyon yıl önce evrimleştiğini ve bu coğrafyada yer aldığını açıkça ortaya koymuşlardır.

Bu tür iddiaların bilimsel bir yanı olmadığı gibi zeytinlik alanların yerine kızılçam ormanlarının, ya da kızılçam ormanları yerine zeytinliklerin oluşturulmasının da mümkün olamayacağı bilim insanlarınca kesinlikle ifade edilmektedir.

Bununla birlikte ülkemizin genel bir sorunu olan arazi sınıflamasının (klafikasyon) idare ve teknik gereklere uygun olarak tam anlamıyla yapılmamış olması büyük bir sorundur. Belirli bir alanda arazi ve toprak yapısı, iklim özellikleri, su ve yağış rejimi gibi özellikler dikkate alınarak (ülke güvenliği ve çıkarları, yerleşim yerleri, korunacak alanlar, SİT alanları vd. dikkate alınarak) birim alandan en fazla ve verimli ürünün alınacağı alanlar, tarımsal etkinliklerin türü, cinsi, şekli bir komisyon marifeti ile belirlenmeli ve bu alanda bu genel prensiplerin dışına çıkılmaması esastır. Diğer tüm tarımsal etkinlikler gibi zeytinlik alanlarını da kapsayan benzer bir yasal düzenleme yapılması neredeyse zorunludur.

Yangına konu olan zeytinlik alanlarda ağaçlar farklı şekilde etkilenebilir.

ü  Gövdesi ve kök sistemi yangından tamamen zarar görmüş ağaçlar sökülüp yerine yeni fidanlar dikilmelidir.

ü  Eğer zeytin ağacının üst kısmı tamamen yanmış, kök kısmı zarar görmemiş ise kök civarından çıkacak sürgünlerin aşılanması düşünülmelidir.

ü  Gövdesi yanmış zeytin ağaçları aşı alanının alt kısmından kesilip tekrar aşılanması gerekecektir.

ü  Ana dal düzeyinde yangın görmüş ağaçlarda yanan yerin hemen altından kesilerek yeni sürgünlerin oluşması beklenecektir.

ü  Dal ve yaprakların yanması halinde ana dalların kesilmesi ile ağaçlar tekrar sürgün verecek ve hayatiyetini sürdürecektir.

 

Yangına konu yüksek sıcaklıklara karşı yanma gerçekleşmeyen (kavrulmuş olarak ifade edilen)  zeytin ağaçları yılı içinde yeni sürgünler oluşturmaktadır. İlk yağışları takiben yangın zararına konu kısımlar budanmalıdır. Zarar gören kısımlardaki floem doku beyaz-yeşil bir renk ise zarar görmediği anlaşılacaktır.

Yangına konu zeytin ağaçlarının sağlam ve yeni dokular oluşturabilmesi, yeni sürgünlerin oluşumunun hızlandırılması için yangında tamamen yanan kısımların mutlaka kesilmesi gereklidir. Kesim aletlerinin hastalıklara karşı dezenfekte edilmesi, kesim yerlerinin kapatılması çok önemlidir.

Sulamaya konu olmayan doğal zeytin ağaçları yaşlandıkça toprak ve iklim şartlarının şekillendirmesiyle toprak altında turp olarak ifade edilen yumru oluşturur. Turp, don, yangın gibi etkilere karşı ağaç için sigorta görevi görür. Zeytin ağaçları yaşlandıkça yumrunun boyutu da artmaktadır. Yumrunun yangından zarar görmemesi halinde dal ve gövde zarar görse bile zeytin ağacı yaşamını sürdürecektir. Yaşlı zeytin ağacında yaş artıkça gövde kalınlığı da artması nedeni ile yangının zararı daha az olacaktır. Yangına konu zeytinliklerin takip edilmesi, şartlar uygunsa sulanması ve azot katkılı gübre takviyesiyle yeni sürgünler oluşacaktır.

Toprak yapısının iyileştirilmesi için toprağa organik gübreyle gübrelenmesi de düşünülmelidir. Gerekli müdahalelerin yapılması ile 4-6 yıl süresinde zeytin ağaçları yangın etkisini atlatmış olacaktır.

Yangın Önlemleri: 

Zeytinlik alanlar ve çevresinde oluşabilecek yangınların etkilerini en aza indirmek için bazı önlemlerin ivedilikle gündeme alınması ve uygulanması zorunludur.

Ø  Yangınların büyük bir nedeni bakımsız ya da arızalı enerji nakil hatları ve sistemleridir. Özellikle rüzgârlı günlerde orta gerilim olarak ifade edilen hatlarda çıplak elektrik tellerin salınımı sonucu yangın çıkardıkları, ayrım direkleri (seksiyonerler) altlarının yanıcılar ile kaplı olması gibi enerji nakil hatları ve sistemleri ile ilgili sorunlar ilgili firmalarca acilen giderilmesi,

Ø  Karayolları tarafından ana yolların kenarlarındaki ot vb. yanıcı maddeleri yangın sezonu öncesinde temizlenmesi,

Ø  Tarım orman arakesitinde ormanlık alanlarda yanıcı madde yükünü azaltıcı önlemlerin orman idaresince alınması ve uygulanması,

Ø  Zeytinlik ile ormanlık arakesitinde mümkün olduğunca açıklık bırakılması,

Ø  Zeytinlik alanlardaki yollar genelde dar ve ulaşımda trafik için yeterli değildir. Yolların genişletilmesi olası yangınlarda yoğun araç nedeni ile araç karşılaşma alanları oluşturulması,

Ø  Zeytinlik alanlarda ve özellikle tarla sınırlarında kolay tutuşabilen ve kolayca yanabilen (özellikte alevli yanan ve kıvılcım atabilen), ağaç, ağaççık, çalı vb. yanıcı maddelerin bulundurulmaması gerekecektir. Ancak bu uygulamanın güç olacağı şartlarda yangınların yayılmasını önlemek amacıyla, tür kolay yanabilen yanıcıların sürekliliğinin kesintiye uğratılması, başka bir ifade ile uygun alanlarda özellikle tarla sınırlarında mevcut bu tür bitkilendirmelerin 15-20 m gibi mesafelerde kaldırılması yangın önlemi olarak mutlaka düşünülmelidir.

Ø  Zeytin alt dallarının budanması ve zeytinlik altlarının, ot vb. yanıcılardan temizlenmesi, (foto)

Ø  Zeytinlik alanlardaki binaların yangına karşı dirençli hale getirilmesi,

Ø  Olası yangınlar için zeytinlik alanlarda su, su tankeri, yangın kimyasallarının ve yangına müdahale aletlerinin depolanması, hazır bulundurulması,

Ø  Zeytinlik alanlarda uygun yerlere yangınlarla ilgili ikaz tabelalarının konması,

Ø  Belediye arazözlerinin genelde bina yangınları için düşünüldüğü, eğimli ve arazi şartlarında da görev yapabilecek özellikte yangına müdahale araçlarının mutlaka olması gerektiği,

Ø  Zeytin sahip ve/veya sorumlularının yangınlar için sosyal medya grupları (WhatsApp vd.) oluşturmaları, gerekli durumlarda haberleşmenin sağlıklı olarak yapılması,

Ø  Zeytin sahip ve/veya sorumlularının gerekli ve yeterli her türlü yangın eğitimini almaları ve tatbikatlara katılmaları, ilgili kurumlarla da (orman, jandarma, itfaiye vd.) irtibatın sağlanması

Yangına hassas dönemlerde ise:

ü  Mümkün olduğunca yangına hassas dönemde zeytinliklerin sulanması,

ü  Yangınlar için hassas olarak kabul edilen (rüzgârın şiddetinin saatte 20 km’den, sıcaklığın ise 30 0C’den fazla ve nispi nemin % 20 ve altında olduğu) dönemlerde amacı ne olursa olsun çevredekilerin yangına neden olmamaları,

ü  Zeytinlik sahipleri ya da sorumluların bu dönemlerde (yılda toplam 20-25 gün ortalaması ile ) bir program dâhilinde mümkün olduğunca zeytinlik alanlarında bulunmaları,

ü  Şüphelilerin yerel jandarmaya duyurulması (112),

ü  Görülen veya duyulan, ateş, duman, yangın vb. durumları vakit geçirmeden 112 ihbar hattına bildirmeleri,

ü  Çok uzaklarda başlayan yangınların kısa sürede yayılacağı gerçeğiyle gerekli önlemleri almaları,

ü  Eğitim ve tatbikatlara katılarak yeni başlamış yangınlara güvenli olarak müdahale etmeleri,

gerekecektir.

 

Sonuç:

İklim değişikliğine bağlı olarak yangınlar için uygun ortam yaratan meteorolojik değerlerdeki değişimler bundan sonraki süreçte afet durumuna ulaşabilecek mega yangınların olasılığını artırmaktadır.

Ancak küresel iklim değişikliği ve meteorolojik verilerdeki anomaliler yangınların alan ve etkilerini artırsa da asla yangın nedeni değildir. Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre yanan alanlar itibarıyla yangınların % 99’u insan kaynaklıdır. Sadece orman değil diğer tüm yangınlarda da insan faktörü hep ön plana çıkmaktadır. Sorun sadece yangınlara neden olmak değildir. Hemen her tür yangın için gerekli önlemlerin alınmaması, hazırlıkların yapılmaması da yangınlar için davetiyedir.

Yangınların öznesi insandır ve yangınlarla ilişkin tüm etkinliklerde insanı birincil sorun ve çözüm kaynağı olarak ortaya koymak zorunludur. Yangına konu alanlarda yaşayan ve bulunanların yangınlar konusunda eğitimli, bilinçli, duyarlı ve katılımcı bir toplum olma zorunlulukları vardır. Yangınların nedeni insansa sorunu kaynağında önlemek hedef olmalıdır.

Çevrede yaşayan ve bulunanların çalışmaların merkezinde olacağı bir strateji ile;  konu ile ilgili kamu kurumları, (AFAD, Tarım, Orman vd.) yerel idareler, konuyla ilişkin sivil toplum örgütlerinin, birlikte  katılımı ve katkılarıyla yangınlar ve etkilerinin en aza indirilmesi mümkündür.

Vehbi Tutmaz

Orman Mühendisi, Türkiye Ormancılar Derneği Yangın Koordinatörü,

ree
ree
ree

Yorumlar


  • Instagram
  • Facebook
  • X

Dilek ve önerileriniz için bize yazabilirsiniz.

bottom of page