top of page

ZEYTİNYAĞINDA TAKLİT VE TAĞŞİŞ-Aydın ŞENSAL-Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği Başkanı

Güncelleme tarihi: 3 Eyl


Geçtiğimiz yıl, ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin 100. yılını coşku ve kıvançla kutladık. Cumhuriyetimizin 100. yılında Sayın Halil Genç, Sayın Serkan Aziz Ceyhan, Sayın Ozan Sağdıç, Sayın Serdar Asaf Ceyhan’ın hazırladığı ve makaleleri, anıları, öyküleri, incelemeleriyle birbirinden değerli altmışa yakın yazarın katkılarıyla yayımlanan Geçmişten Günümüze Ayvalık’ta Zeytin Hasadı adlı kitap hem çok ses getirdi hem de Ayvalık’ın geçmişiyle geleceği arasında bizlere faydalı bilgiler sundu.

    Ben de Cumhuriyetimizin 101. yılını kutladığımız bu günlerde Zeytin Hasadı kitabında olmaktan gurur duyuyorum.

    Zeytinyağı sektöründe, geçmişten günümüze devam eden sorunlar var, bu sorunlar, giderilmesi gerekirken, aynı şekilde devam ediyor. Devam ediyor diyorum çünkü rahmetli babam Ziya Şensal’ın Ayvalık Ticaret Odası başkanlığı dönemlerinde bu sorunlara küçüklüğümden beri önce kulak misafiri, sonra da bizzat şahit oldum.

    Bu sorunların başında, taklit ve tağşişi sayabilirim. Bu yönteme başvuranlar, zeytinyağı perakende fiyatlarını düşürerek kendilerine büyük kâr sağlıyorlar. Tüketicinin bu hileli ürünü ve maruz kaldığı sahtekârlığı tespit etmesi ancak laboratuvar testiyle mümkün oluyor. Zeytinyağı, taklit ve tağşişe yatkın bir gıdadır. Bu yönteme başvuranlar gıda terörü işlemektedir. Zeytin üretiminin yıllar içerisinde farklılık göstermesi, zaman zaman da kısıtlı olması sebebiyle son yıllarda zeytinyağına ayçiçeği, kanola, mısır, soya, aspir, pamuk vb. yağları karıştıranların sayısı o kadar artmış durumdadır ki, artık tespit edilemez haddeye çıkmıştır. Böylelikle zeytinyağı, tağşişi en çok yapılan gıda olarak kabul edilebilir. Ancak unutulmamalıdır ki dünyada zeytinyağının yerine geçebilecek başka bir yağ yoktur. Sadece zeytinyağı natürel olarak kullanılabilir. Zeytinyağı, meyve suyudur.

    Tağşişin bir sağlık sorunu olarak algılanmaması ve görmezden gelinmesi haksız rekabeti ve beraberindeki gıda terörünü perçinlemektedir. İşini düzgün yapan, ülke ekonomisine katkıda bulunan, vergisini veren üreticilerin ekmeğiyle oynanmış olunuyor. Kontrolü yapılmayan e-ticaret siteleri ve sosyal medya mecralarında bu sahtekârların fazlaca olduğunu görüyoruz. Ayrıca renklendirici, esans ve kimyasal karıştırılarak zeytinyağı adı altında satılan ürünler de sahtecilik kategorisindedir. Bir başka husus, marka değeri tartışılmaz Ayvalık isminin ambalajların üzerine yazılarak farklı bölgelerde kullanılmasıdır. Yani ambalajının üzerinde zeytinyağı yazan ancak içinde zeytinyağı bulunmayan ya da zeytinyağında kalitesi sorgulanamaz coğrafi işaret sahibi Ayvalık buralarda isminin kullanılmasıdır.

    Yine sektörü derinden sarsan bir diğer problemimiz ise, 1939 yılında kutsal ağaçlarımızı koruyan kanunumuzun defaatle farklı farklı sebepler öne sürülerek değiştirilmesi istemidir. Bu ve birçok sorunlarımızla mücadele amacıyla 2006 yılında kurucu başkanlığını Sayın Salih Madra’nın yapığı Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği’ni kurduk. Kendisiyle ve daha sonra 2015 yılında Ayvalık Zeytin Üreticileri Derneği başkanlığına seçilmemle ve yeni yönetim kurulu arkadaşlarımla mücadelemize devam ettik. 2014 yılında ise “change.org” platformunda zeytin alanlarında farklı faaliyetlerin, özellikle maden faaliyetlerinin yapılmaması için Türkiye’de en yüksek imza kampanyasına ulaşan, “Türkiye’nin Zeytinliklerinin Ölüm Fermanına Hayır! #ZeytinimeDokunma” adlı kampanyayı başlattık.[1] Dernek yönetim kurulu ve üyesi arkadaşlarımdan Sayın Zeynep ve Ali Kürşat, dönemin belediye başkanı Sayın Rahmi Gençer ve sektörümüzün tüm paydaşlarıyla TBMM’de bu imzaları hem iktidar hem muhalefet partilerinin tümüne emanet ettik. Bu mesele hepimizin geleceğini ilgilendiren siyaset üstü bir konuydu ve her zaman da öyle kalacaktır. Kamuoyunun baskısıyla başarılı olmuştuk. Bu azim ve kararlılığımızı her zaman taze tuttuğumuzu da rahatlıkla söylemek isterim. 

    Tağşiş konusuna dönecek olursak, imalathanelere ve merdiven altı üretim yapan yerlere yönelik operasyon yapılması, semt pazarlarında, yol kenarlarında satılan yağların il tarım ve il sağlık müdürlükleriyle belediye zabıta ekiplerinin yanı sıra jandarma birimlerinin de katılacağı çalışmalar için girişimlerimiz her dönemde devam edecek ve yetkililerde de aynı kararlılığı hissetmemiz bizleri mutlu edecek.

    Zeytin üreticilerimizin ürünlerini korumak ve kıymetli tüketicilerimize zeytinyağı diye zeytinyağı ile ilgisi bile olmayan bitkisel yağların satın alınıp, kandırılmış olmalarına yönelik çalışmaların yapılmasını her zaman takdir ediyoruz.

    Üreticilerin mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda çalışmaların devam etmesiyle başarının semeresini göreceğimize inancım tamdır.

    Bu yönde biz üretici sanayicilerimizin bundan sonraki dönemde de tüketicilerimiz adına kutsal ağaca ve meyvesine, sağlık iksiri olan yağının güvenle tüketilmesi ve zeytin ağaçlarının korunmasına yönelik çabalarımız devam edecektir.

    Büyük bir emek ve özveriyle tarımını yaptığımız, ürününü topladığımız, yağını ürettiğimiz zeytin ve zeytinyağını; tarihin deneyime, emeğin lezzete, doğanın şifaya dönüştüğü kutsal bir nimet olarak tanımlıyorum.

    Bize sunduğu nimetler açısından her zaman cömert davranan değerli Ayvalık topraklarına olan borcumuzu ödemenin yolu, zeytin ağaçlarımızı gelecek kuşakların emaneti olarak görmektir.

 

ree

Yorumlar


  • Instagram
  • Facebook
  • X

Dilek ve önerileriniz için bize yazabilirsiniz.

bottom of page