Ayvalık'ın Renkleri - Nilgün KAYA
- Zeytin Hasadi Dergisi
- 25 Eyl
- 5 dakikada okunur
Ayvalık’ın gizli renkleri, Altınova’da tarlaların keskin yeşili, tarihi evlerde sarımsak taşının yorgun pembesi olur kimi zaman. Nisan’da Macaron’u mor salkımlar boyar, Karanfil Sokak’taki evlerden birinin neo-klasik üslubunda kızıla çalar. Mavi ile kontur attığı çehresine Sarımsaklı’da altın pırıltılı bir kumsal ekler. Şeytan Sofrası’nda derin maviyi coşkun yeşille kaynaştırır, sarmalar.
Her daim balıkçı ağlarının kırmızı, yeşil ağlarıdır Ayvalık. Arşipel’in derin mavi sularında pul pul balık, özlem dolu, bekleyiş dolu rengârenk sandallar, bin yıllık ağaçların dallarındaki yeşilden koyu bordo-siyaha zeytinin her rengidir Ayvalık. Zeytinyağının güçlü pırıltısıdır sofralara akan.
Tarihi doku, coğrafi ve kültürel yapı kadar renkler de etkindir bir kentin siluetinde ve betonla boğulan kentlerin gri siluetine saklanan renkler, kentte yaşayanlar için gündelik yaşamın kuru düzeninde bir kurtarıcı, destek işlevi görür çoğunlukla.
Kişiden kişiye değişmeyen belki de yegâne özelliği; masalsı havası olan Ayvalık’ta bir ışık, bir ev, bir koku ve bir ses gibi renkler de illa ki gün içinde sizi bir şekilde yakalar, bir masalın içine taşır.
Hemen tüm renklerdedir Ayvalık tonları.
Renkler, bir kaleydoskop etkisiyle görünüp kaybolsalar da zeytinin değişmeyen nefti yeşiline, Ayvalık’ın sembol rengi denebilir.
Güz kendini hissettirdi mi zeytinliklerde yeşil gümüş yaprakların arasından sırayla kül rengi, yeşil, gül pembesi, şarap kırmızısı, kahverengi, acı mor ve kızılımsı siyah renkleri görünür. Bu dönemde, pastoral zeytinliklerden renk silsilesi geçmiş ve mevsim hasada dönmüştür.
Sonbahar günbatımlarında, yakut kırmızısı bulutlar safran sarısı ışıltılarla tutuşur. Yağmurlar da başladıysa eğer, her gün farklı batar Ayvalık’ta. Güneşin vedası seyredilesi, renklerin diliyle kimi zaman kederli kimi zaman haykırmada. Yazın deniz, güneş, kum, eğlence, gezmece tozmaca evet ama Ayvalık’ın asıl mevsimi Sonbahar. Kentin kalbini görmek için Sonbahar en uygun zaman. Ayvalık’ın adalarını sonbahar gün batımlarında izlerseniz, Ayvalık size neden bir masal kenti olduğunu, kendi dilinde ama en iyi şekilde anlatacaktır.
Adını kurulduğu günden alan, ürün çeşidi ve tarihi evlerin beklediği sokaklara yerleşmesi ile ünlü Perşembe Pazarı, Ayvalık’ın türlü rengini her mevsim ama en çok ilk ve sonbaharda sunan bir nokta uğrayanlara. Karahindibası, Rezenesi, Arapsaçı, Hardalı, İzbinyası kısacası bin bir çeşit otuyla, sebze ve meyveyle dolan tezgâhlar; bereketin, tazeliğin, zenginliğin rengi. Ayvası, narı, inciri, kozak üzümü derken renkler arasında kaybolmamak elde değil. Salı günü Sarımsaklı, Çarşamba günü Altınova, Cumartesi Cunda ve Pazar günü Armutçuk’ta tekrarlanan semt pazarları çeşit, tat ve renk açısından cömert, bereketli.
Güneşin küçük oyunlar oynadığı kış ayları da sevimsiz yüzünü gizlemeyi tercih etmiş Ayvalık’ta. Kış aylarında puslu bir mavilik içinde yarı saydam çizgiler eklemlenmiş kente. Yazın ‘çılgın kalabalıklarından’ uzakta, kalaylanmış bakır parlaklığında denizle baş başa günler demek bir bakıma kış ayları.
Mevsimlerin kendine özgü renkleri, Ayvalık diyarında oldukça sürprizli.
Duru İlkbahar, Ayvalık’ta başka bir dünya, başka bir duygu ortaya çıkarır. Kentin kışın sessizleşen yüzünü renkle donatmaya başlar. Karabaş otunun koyu lacivert-morunu, Macaron’daki mor salkımlar yumuşatır.
Zeytinin nefti yeşili ve Ege’nin mavi-turkuaz renkleriyle çevrili Ayvalık, bahar geldiğinde yeni renklerle donanır. Eflatun renkli çiçekleri, hoş kokusu, bambaşka güzellikteki görüntüsü ile mor salkımlar, Ayvalık’ın tarihi siluetine doğal güzellik katar. Kent mor salkımlarla daha renkli ve romantik bir görünüme bürünür. Kente neşe katan bahar kokusunun kaynağı mor salkımlar, Ayvalık’la özdeşleşir.
Şelale gibi gürül gürül akan bir coşku, baharda mor salkımlarla Ayvalık’a taşınır. Tarihi Kahveleri ve yeni açılan lokanta ve kafeleri ile Ayvalık’ın yeni cazibe noktası olan Macaron’da hem de Fevzi Paşa-Vehbibey Mahallesi’nde mor salkım, altında oturulduğunda, eflatun gölgeler sunar, huzur ve keyif verir. Kentte Arnavut kaldırımlarla bezeli, tarihi evlerin beklediği sokaklarda, pek çok evin bahçesinde ağaçlara ve duvarlara sarılmış, kimi sokaklarda yeşil-eflatun bir gölgelik oluşturmuş mor salkım, rüzgârlar kenti Ayvalık’a yakışır. Anlamı sabır, zariflik ve onurlu olmayı ifade eden Mor Salkım’ın romantik hikâyesi 1800’lü yılların başlarına dayanır.
Ayvalık ilkbaharda, Nazım’ın Prag için yaptığı, ‘Bir gölün içinde gümüş kakma bir sandıktı’ benzetmesini anımsatır. Narçiçekleri, sardunyalar. Çiçeklerin renkli dünyası ile bütünleşen evler ve sokaklar mahzunluktan kurtulur, yaşamanın keyfi, tazelenmenin heyecanı ile dolar.
Yazın sarı sıcağı bile Ayvalık’ta, cümbüşlüdür. Ege’nin özelliğini yansıtır bazı noktaları; beyazın ışığı taşıyıp, çoğaltması ve bol mavinin huzur vermesi gibi. Yaz akşamlarında lacivert gökyüzü hayrete düşürür mesela. Sokak lambalarından yansıyan ışığı cephesinde bir başka eriten evlere hüzünlü bir hava katacak lacivert bir fon olur gökyüzü yaz aylarında. Sim halesinde ürperen deniz, saydam akşamüstleri, içinde kaybolmayı isteyeceğiniz mavinin tonları olarak yaşanır. Denizin akarsudan emanet alarak on bin yıldır Sarımsaklı, Altınova kıyılarına serpiştirdiği altın pırıltılı kumsallar, ‘Cobacabana da neymiş’ dedirtir.
Dar sokakları, eski taş evleriyle adeta masallarda geçen mekânları andıran turistik kent, farklı renk dokusuyla, kimi yerde örselenmiş yapısına rağmen sevimli, özgün yapısını korumayı başarır. Geçmişin vurgulandığı evlerinin yalın renkleri, karmaşadan soyutlar bakanları.
Gözler de gönül gibi hep güzelliği görmek istese de; Sarımsak taşının kimine göre pembe kimine göre soğan kabuğu rengine uyumlu evlerinin renkleri, hiç yakışmayan tonlara dönüşmüş bazı sokaklarda ve reklam tabelalarıyla, elektrik telleri ve klimalarla arsızca bozulmuş. Neyse ki hâlâ güzellik baskın. Durup uzun uzun seyredilesi evler hâlâ ayakta ve kent merkezi son yıllarda renkleri ve dekorasyonu daha iyi kullanan mekânlarla hareketli. Yazın kalabalık, cıvıl cıvıl günlerinde kentin mekânları tadıyla, kokusuyla ve sunduklarıyla olduğu kadar renkleriyle de albenili.
Tepeleri çam, kıyıları palmiye, okaliptüs ile yeşillenen kentte, zakkumlarda pembe-beyaz, akşam ve gündüzsefalarında sarı, turuncu, kırmızı, mor gözlerini açan renkler, hemen her sokakta, bir anıt niteliğindeki Ayvalık evlerinde, pencerelerinde desenlenir.
Gülkurusu bir akşam vakti Ayvalık’ta, bitişik nizam taş evlerin arasından sahile giden kıvrımlı yollara sapıldığında karşılaşılan dinginlik, kenti sarmalayan tüm sokaklarını keşfetme duygusu uyandırır.
Kentin bekçileri, adı anılınca ilk akla gelen sakinleri; kedileri, renk renk- boy boy. Kapı önlerinde, duvar üstlerinde, pencere kenarlarında... Kimi zaman bir sandalyeye, merdivenlere sere serpe yayılmış, güzelliği kadar rahat olmalarıyla da kendilerine hayran bırakan Ayvalık kedileri. Köpekleri de güzel Ayvalık’ın. Meydanda, sahil bandında, sokak aralarında Ayvalık’ta yaşamanın tadını çıkarmadalar.
AYVALIK’IN DERİNLİKLERİNDEKİ RENKLER
Denizinin engin mavisinde; papalinasından mercanına, kalamarından ahtapotuna türlü deniz canlısı. Bereket ve bu renk ahenkten tezgâhlar da sofralar da payını alıyor. Ayvalık’ın derinlerinde saklı göz alıcı bir renk daha var. Görüntüsüyle su altı canlılarının en güzellerinden biri olan Kırmızı mercanlar. Türkiye’de bir tek Ayvalık’ta bulunan ve süngercilerin ‘Sığlık’ adını verdiği resiflerdeki kırmızı mercanları görmeye geliyor her yıl binlerce dalgıç. Üzerine çapa ve ağ atılması nedeniyle ağır tahribata uğramaları, bu güzelliğe karşı affedilemez bir saygısızlık.
AYVALIK’IN GÖĞÜNDEKİ RENKLER
Sarının ince bir tonundaki gagasında, narçiçeği kırmızısı, ufak bir nişan taşıyan ak gövdeli Gümüş Martı, tekneleri kovalamaktan yorulup, sandallarda gezinmekten sıkılınca, soluğu sahildeki çay bahçelerinin yakınında alıp, denize atılan simitleri, tost parçalarını toplayıp kentlilerin arasına karışıyor. Pembe-beyaz flamingolar, tuz gölünde arzı endam ediyor. Sunalar, yeşilbaşlar, sumrular, balıkçıllar, karaleylek hatta pelikanlar görülüyor. Kuş cennetlerine rakip Ayvalık’a sene içinde 270 tür kuş uğruyor. Gökyüzünün kanatlı uygarlığı kuşlar, hem renk hem ses oluyor Ayvalık’a.
Ayvalık’ın gizli renkleri, Altınova’da tarlaların keskin yeşili, tarihi evlerde sarımsak taşının yorgun pembesi olur kimi zaman. Nisan’da Macaron’u Mor salkımla boyar, Karanfil Sokaktaki evlerden birinin neo-klasik üslubunda kızıla çalar. Mavi ile kontur attığı çehresine Sarımsaklı’da altın pırıltılı bir kumsal ekler. Şeytan Sofrası’nda derin maviyi coşkun yeşille kaynaştırır, sarmalar.
Denizle çam, çamla deniz iç içe geçmiştir, yeşille mavi birbirinde eriyip gitmiştir.
Renkler Ayvalık’a hacim katar, ritim katar, eskiyen ve eskiten şehirlerden farklı olarak Ayvalık, her rengin tonunu tazeler, güçlendirir, etkisini arttırır.
Uzakta olanın özlediği, içinde olanın ise pek farkında olmadığı Ayvalık, mimaride, yemekte, sokakları ve mekânlarıyla kaleydoskop gibi gözlemlendikçe, renklerle bambaşka bir dünya sunar.
Yazar İlias Venezis’in betimlemesinde olduğu gibi, ‘Işıkla, dinginliği birbirine bağlayan, içinde renkli sessizliği taşıyan Ege’nin merkezi’ Ayvalık.
Belki İtalo Calvino’nun ‘Görünmez kentler’ kitabında dediği gibi, ‘Bir kentin soracağımız sorulara verdiği cevabıdır asıl hayranlık uyandıran.’ Belki de kentin biriktirdiği anılar. Bir kenti güzel kılan, hayranlık uyandıran ne? ‘Yeşilin duru bir gök ve çalkantılı bir denizle buluşması belki de. Yaşanılan evin, gezilen sokağın, oturulan mekânlarının hoş olduğu kadar huzur dolu, özgün olduğu kadar geçmişle bugünün dengeli duruşunu yansıtması belki de. Anadolu’nun özgünlüğü ve güzelliğinin örselendiği birbirine benzer kentlerde görünüm pek değişmez. Birörnek binalar, ürkünç reklam tabelaları ve gitgide yayılan gelişigüzel, dağınık bir kent yaşamı. Bu yaralanmış kentler arasında, mimari ve estetik dokusuyla ayrışan Ayvalık, rengini ve özgünlüğü kaybetmemeli. Kentin suyuna, dokusuna renk katmak. Mimariyi sanatla buluşturmak, kente özgün bir doku kurgulamak… Ve bunun için sanatın gücünden yararlanmak gerek. Çünkü denizin dönüşsüz mavisinin Sarımsak taşının yorgun pembesine karıştığı Ayvalık; Küçükköy’ü, Sarımsaklı’sıyla, Cunda’sı, Altınova’sıyla, köyleriyle, renkleriyle, sesleriyle bütünleşen kendine has yaşamıyla keşfedilmeye, yaşanmaya ve korunmaya değer.
Ayvalık'ı özgün kılan, Ayvalık yapan bu renklerine özenle yaklaşmanın bilinciyle hareket ettik Gazete Ayvalık olarak tam 11 yıldır. Kente, yaşanmışlıklara, hikâyelerine saygıyla.









Yorumlar