Ayvalık ve Zeytin-Bedri KARAYAĞMURLAR
- Zeytin Hasadi Dergisi
- 31 Ağu
- 2 dakikada okunur
Zeytin serüvenim, birkaç zeytin ağacı dikebileceğim bir avuç toprak edinince başladı. Oldum olası bilerek margarin yemedim. Bilerek sentetik gömlek giymedim. Ayvalık, Osmanlı döneminden günümüze dek, deniz mavisinin zeytin yeşili ile buluştuğu toprakların adıdır. Biz de bu toprakların tutkunuyuz. Çanakkale’den İzmir’e giderken, Ayvalık’a ilk uğradığım yıl, 1969’du. O gelişimde on gün kaldım. Daha sonra fırsat buldukça gelip konakladım. Sanatsal etkinliklere katıldım.
Bedri Rahmi’nin “Sitem” şiirini bilirsiniz. “Önde zeytin ağaçları arkasında yar / Sene 1946 / Mevsim Sonbahar / Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim / Dalları neyleyim. /Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.” Dizeleri unutulur mu? Melih Cevdet Anday’ın, “Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar / Nerede olduğumu hatırlamasam / Hatta adımı bile unutsam,” demesi boşuna mı?
Ayvalık’ta zeytin serüveni, tayfanın gelmesi yaklaşınca hızlanır. Aracılar sokak sokak, ev ev dolaşmaya çıkarlar. Bunlardan biri de mahallemizdeki otoparkçı Veli. Yaz boyunca otopark işleten Veli, yazlıkçılar Ayvalık’tan ayrılmaya başlayınca, ikinci işini devreye sokar. İşsiz güçsüz gibi algılansa da işlerini hiç aksatmadan yapar. İlgileri, dostluğu, ilginç işleriyle ünlüdür. Kısa boyu, tombul sayılabilecek gövdesiyle, mahalleye gelenlerin ilk tanıdıklarındandır. Muhtarlık gibi bir beklentisi olmasa da mahalle muhtarından daha iyi tanır herkesi. Geçen gün, evimin yanındaki boş binayla ilgilendi. Anıtlar kurulundan karar gelmesini bekleyen sahiplerini soruşturdu.
“Veli, yakında inşaat başlayabilir. Vereceklerini sanmam,” desem de “ben bir konuşayım, belki olur,” diyerek gitti.
Zeytin hasadı, havaların soğumaya başladığı günlerde yapılır. Ayvalık’a yerleştiğimizde, sokağımızda, zeytin toplamaya gelmiş tayfa aileleri, bize yakın, birkaç evde barınıyorlardı. Sabah gidişlerini hiç göremedik. Biz uykudayken, mal sahibinin traktörü ya da kamyonetiyle zeytinliklere gidiyorlardı. Bu evleri bulma işini yapan, her mahallede bir iki kişi bulunur. Tayfa başı ile onların bağlantısı vardır. Veli’yi bu süreçte tanıdık. Boş gördüğü, bakımsız her ev tayfalara uygundur. Kirasının ucuz olması, üstünün kapalı, altının kuru olması yeterlidir. Veli bir de boş arsalarla ilgilenir. Yaz aylarında, bütün sokaklar otoparklarla doludur. Bu nedenle, Veli için her boş alan, arsa, kazanç elde edilecek yerlerdir.
Akşam gelişlerinde, yanlarında dolu çuvallar, paketlenmiş otlar, torbalar bulunurdu. Çocuklar sokak içinde oynarken, kadınlar yemek hazırlığına girişirler. Delikanlı tayfalar, kasabada gezmeye çıkarlar, orta yaşlı erkekler mahalle kahvelerinde zaman öldürerek dinlenirler. Her gidiş gelişlerinde, kışlık zeytinlerini biriktirirler. Günlük ücretleri neydi, bilmiyorum. Çukurova’daki mevsimlik ırgatların, Karadeniz’deki fındık toplayanların ücreti gibi olmalı. Mevsimlik işçi kadınlar, erkelerden çok çalışırlar. Sabah hazırlığı, akşama dek ağaç altında hasat işleri, akşama yemek, temizlik. Eller kollar kalkmaz oluncaya dek iş… Ayvalık’ta tutulacak ev kalmayınca, tayfalar zeytinliklere köylerinden gidip gelmeye başladılar. Bir dönem bitti galiba.
Zeytinin her çeşidi, türü çok önemlidir. Toplananların, yağlık, kırmalık, çizimlik, sele, salamura için ayrılması ve kullanıma başlanmasına dek yaşanan süreç, çok önemli ve yorucu olsa da bir de zeytinliklerimizin olmadığını düşünün. Son zamanlarda, zeytinliklerin sökülüp, maden alanına dönüştürülmeye çalışılması, akıl almaz işler. İnşaat alanına dönüştürme çabaları üzücü. İlk sıkımla başlayan zeytin tadı, sabuna dönen ıskartalara dek büyük serüven. Belki duymuşsunuzdur. Zeytin ağaçlarının arkasına saklanan düşmanlar olurmuş da daha neler. Yerin altında, metrelerce derinliği vuran füzelere, bulunduğunuz yeri bilen akıllı uygulamalara gözünüzü kapatırsanız, uydurma gerekçelerle daha çok zeytin düşmanlığı yaparsınız. İkinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak, “Zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünün her dizesi insanımıza karşı kurulmuş bir tuzaktı. “Basma da fistan giyemem aman.” Margarin yerim, naylon giyerim,” dememizi istediler, olmadı.
Zeytin ve üzüm, gelişmiş uygarlıkların mayasıdır. Hasadı bereketli olsun.
Ekim 2024 Ayvalık









Yorumlar