top of page
Yazarın fotoğrafıZeytin Hasadi Dergisi

Köklerimiz, Zeytin-Azize Tan

Zeytinin ilk anayurdunun Güneydoğu Anadolu olduğu düşünülüyor. Mardin, Maraş ve Antakya. Oradan da Akdeniz, Ege, Yunanistan ve İspanya’ya yayıldığı tahmin ediliyor. Babam Antakyalı. Çocukluğumda Antakya’da zeytinyağı küplerde; bulgur, pirinç çuvallarda saklanırdı. Aileler kalabalıktı. Ev içindeki yaşam, yemek yapmak ve yemek üzerine düzenlenirdi. İstanbul’da doğup büyüyen bir çocuk olarak Antakya’ya her gittiğimde büyülerdi bu durum beni. Benzer bir durum Ayvalık’a geldiğimde yine beni vurdu. Kırkı yılı aşkın süredir yazları Edremit körfezinde geçiriyorum, son beş yıldır da Ayvalık’ta bir film festivali düzenlediğim için artık kendimi iyice buraya ait hissediyorum. Yazın zeytini besleyen poyraz fırtınaları, kışın Ayvalık’ı kaplayan pirina kokusu, zeytin hasadının tüm şehrin hayat döngüsünü etkilemesi, zeytinin yağını en güzel işleyen ve kullanan mutfağı hayatımın bir parçası artık. Kısacası kendimi bildim bileli zeytin ağacının doğup yayıldığı coğrafyalarla hemhal oldum.

Refah ve bolluğun sembolü olarak görülen zeytin ağacı aynı zamanda barışın da simgesi; bereket, akıl, uzun ömür ve olgunluk gibi anlamlar da barındırıyor. Zeytin ağacının bir diğer önemli özelliği ise ölmesinin çok zor olması! Kökleri bir defa toprağa tutunduktan sonra öldüğünü düşündüğünüz zamanlarda bile yeniden yeşeriyor.Ayvalık’ta ve Türkiye’nin her yanında da zeytinlikler uzun süredir tehdit altında. Zeytin ağaçları kesiliyor, yok ediliyor. İmara açılan alanlar, madencilik ve enerji yatırımları, otoyollar ve diğer altyapı çalışmaları, ölmesi zor bu ağaçları yok ediyor. İnsan eliyle yaratılan bir afet bizi ve çevremizi yok ediyor. Bu nedenle, bu yıl Zeytin Hasadı sırasında Icíar Bollaín’in yönettiği Zeytin Ağacı (El Olivo) adlı filmi gösterdik. Senaristi uzun yıllardır Ken Loach’la çalışan Paul Laverty. Filmde bahçesindeki 2000 yıllık zeytin ağacı sökülüp Almanya’daki bir enerji şirketine satılan yaşlı bir İspanyol’un depresyona girmesi ve hayatla bağlarını koparması üzerine torunu ağacı geri getirip yerine dikmek istiyor. Aslında sökülen zeytin ağacı değil kendi köklerimiz. İşin ironik yanı, güya “yeşil enerji”yi savunan şirket söktüğü ağacı logosuna koyuyor. Zeytini yaşatmak değil sadece göstermelik olarak logosunda kullanmak şirketi adeta aklıyor!Tıpkı Adam McKay’in filmi Yukarı Bakma (Don’t Look Up)’daki gibi hepimiz üzerimize doğru yaklaşan devasa göktaşını görüyoruz ve hiçbirimiz kafamızı kaldırıp bakmıyoruz. Zeytinler yok olduğunda Ayvalık, Ege, dünya aynı yer olacak mı?



 

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page