Ayvalık ilçesi, 2.000.000 adede yaklaşan zeytin ağacı varlığı, zirai alanlarının %83,8’ini oluşturan 169.262 dekarlık zeytinlikleri, mazisi asırlar öncesine uzanan zeytincilik faaliyetleri ve kültürü ile bu hususta Türkiye çapını da aşan bir üne ve öneme sahiptir.
Ayvalık ilçesi zeytin varlığının yarısından fazlasını, yaşları 200’ü geçen ağaçların oluşturduğunu belirtmek bir abartı sayılmamalıdır. Tarihi vesikalar bu saptamayı destekler mahiyettedir. Zamanımıza ulaşabilenlerden öğrendiklerimize göre 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Edremit Körfezi'ni çevreleyen mıntıkada zeytin yetiştirme, zeytinyağı ve sabun üretme, bunların nakliyatı ve ticareti önde gelen iktisadi faaliyetlerdi.
Ancak bütün bunlara rağmen bu yörede zeytinciliğin mazisi 500 yıldan çok daha eskilere inmektedir. Şüphesiz Bizans devleti zamanında da zeytin yetiştiriliyordu. Burhaniye Ören’deki Eski Edremit’te (Adramytteion) yapılan arkeolojik kazılarda zeytin çekirdekleri bulunduğu belirtilmiştir. M.Ö. 500’e tarihlenen bu kenti dikkate aldığımızda, Ayvalık mıntıkasında zeytin yetiştiriciliğinin 2500 yıl öncelere uzandığını söyleyebiliriz.
İlk ve orta çağlarda insanların zeytinden ve zeytinyağından gıda olarak faydalanmaları günümüzdeki kadar yaygın değildi. Hatta zeytinyağı öncelikli olarak bir aydınlanma aracı olarak kullanılıyordu. Kandillerde, fenerlerde zeytinyağı yakılırdı. Zamanla zeytinyağının kullanımı ve zeytin tüketimi arttı. Zeytinlikler genişledi.
Zeytin ve zeytinyağı 1400 yıldan beri İslam âleminde bilinmektedir. İslamiyet’in kutsal kitabı Kuran-ı Kerim'de Abese, Tin, Enam, Nahl ile Nur surelerinde zeytin ağacı ve zeytinyağı birçok kez zikredilmiştir. Bu sebeple zeytin ağacı Müslümanlarca mübarek bir ağaç olarak görülmüştür. Zeytinyağı hakkında da birkaç hadis mevcuttur.
Zeytin ağacının ziraati İslamiyet’ten önce eski Mısır ve Filistin’de de biliniyordu. Ancak İslam beldelerinde zamanla ziraati yaygınlaştı ve gelişti. Gıda olarak kullanımı da arttı. Bu konuyla ilgili olarak Osmanlı arşivinde birçok belge bulunmaktadır. 1568 yılına ait bir belgede Nablus’taki (Filistin) zeytinliklerden bahsedilir. 1572 tarihli başka bir belgeden Kilis’te zeytinliklerin bulunduğunu öğreniyoruz. Keza 1727 tarihli belge Antakya zeytinliklerinden bahsederken, 1765 tarihli belgede de Şam’dan sarayın ihtiyacı için İstanbul’a zeytinyağı gönderilmesi istenmektedir. 1767 tarihli belge İzmir’de sabun imalatı ile ilgilidir. 1793 tarihli belde Midilli, 1799 tarihlisi ise Birgi zeytinliklerinden bahseder. 1796 tarihli belge Mısır’dan ihtiyaçlarına binaen Haremeyni Şerifeyne (Mekke ve Medine’ye) zeytinyağı gönderildiğini yazmaktadır. Bir ilginç belge de Balkanlar'da Hersek’te zeytinciliğin geliştirilmesi için devlet, zeytin fidanı yetiştirilmesinin teşvik edilmesini istemektedir.
Zeytinciliğin Ege kıyılarında gittikçe gelişmesinin de Osmanlı yönetimi zamanında başladığını yukardaki belgelerin ışığında anlamaktayız. Zeytinyağı kullanımı da yine aynı şekilde artmıştır. Bilhassa Ramazan kültürünün, yemek çeşitlerinin, bu arada zeytinyağlı yemek çeşitlerinin artmasını sağladığını düşünebiliriz. Osmanlı mutfağının dünyanın en zengin mutfağı olması bu olgunun bir sonucudur. Mesela zeytinyağlı patlıcan yemekleri o kadar çeşitlenmiştir ki saymakla bitmez. Anayurdunun Güney veya Orta Asya olduğu kabul edilen patlıcanın Farsça'daki karşılığı “badengan”, Arapça'daki ise “badingan” dır. Osmanlı mutfağının zeytinyağlı patlıcan yemekleri arasında “karnıyarık”, “imambayıldı” baş yeri tutar. Yunanlılar zeytinyağlı yemeklerin kendi icatları olduğunu ileriye sürerek imambayıldıyı “imambayildis” yapmışlardır.
Ayvalık ilçesinde zeytinciliğin tarihi çok eskilere uzanır. Osmanlılar döneminde zeytinlikler Ayazmend kazasında yoğunlaşıyordu. Ayvalık bu sırada küçük bir balıkçı köyü durumunda idi. Şimdi Ayvalık’a bağlı olan köylerin hepsi de o dönemde Ayazmend’e aitti. 1530 yıllarına ait tahrir defterlerinde adı geçen Muratili (Murateli) ve Araplar (Mutluköy) karyeleri çevrelerinde zeytinlikler yoğunlaşmıştı. O dönemin çiftçileri zeytinlerin en iyi şekilde yetişebileceği araziyi isabetle tayin ederek, zeytinliklerini kireçli topraklarla örtülü neojen arazide tesis etmişlerdi.
Ayvalık havalisi iklim olarak, topoğrafya ve toprak olarak zeytinlerin optimum şartlarda yetişeceği bir ortamdır. Yukarıda da belirtildiği gibi zeytinlikler Altınova, Murateli ve Mutluköy’de yoğunlaşmışlardır. Bu muhit çekirdek alandır. Zeytinlikler daha sonra Cunda adasında tesis edilmişlerdir. Ayvalık-Keremköy arasındaki zeytinlikler de Osmanlı döneminde, tesis edilen zeytinliklerdir. Ayvalık’ın en yakın köyü olan Küçükköy’ün zeytinlikleri de ağırlıklı olarak neojen arazi üzerine yayılmıştır.
Anıt özelliği taşıyan zeytin ağaçlarının en eskileri Gömeç-Ayvalık yolundan ayrılan Murateli’nin eski patikasının kenarlarındadır. Burada optimum bir yetişme muhiti bulan zeytinlerden pek çoğu zamanımıza kadar gelmişlerdir. Çevresi 7 metreyi geçen şampiyon zeytin de burada yer almaktadır. Mevkii olarak burası Çakmak Dere'nin vadi tabanıdır (Tapu kayıtta Yobaztepe). Kireçli, derin topraklı, yeraltı suyunun yüzeye yakın olduğu, şiddetli rüzgârlardan ve aşırı sıcaklardan etkilenmeyecek derecede kuytu, kuzeybatıya açık bir vadidir. Burada birçok yaşlı zeytin ağacı mevcuttur.
Mutluköy yakınlarında İbrahim Tepe (215 m) ve etrafı yaşlı zeytinlerin yoğun olduğu bir diğer arazidir. Çevresi 6 metreyi aşan “Koca Delice” hayatını burada sürdürmektedir. Yine kireçli, derin ve su tutabilen topraklar, şiddetli rüzgârlardan korunaklı fakat çeşitli yönlerden gelen hava akımlarını alabilen bir muhit olup kuzey ve kuzeybatıya daha açıktır. Tarihi çok eskilere dayanan bir köyün yakınlarında, İbrahim Tepe'nin doğu eteklerindeki zeytinliklerin sahibi, uzman zeytinci Ziya Şensal bu koca zeytin için şu sözleri sarf etmişti: “Çok severim koca deliceyi, bir sene altı çuval zeytin vermişti, ona gözüm gibi bakarım, zeytinliğimi her ziyaret ettiğimde yanına uğrar onu okşar, sever ve konuşurum.” İbrahim Tepe ve çevresinde çok sayıda yaşlı zeytin ağacı mevcuttur.
Ayvalık ilçesi dâhilindeki diğer yaşlı zeytinler Aktepe, Karlıca, Kilisetepe, Periçeşme, Eskiköy, Çardaktepe, Domuzçukuru, İbrahim Tepe ve Patriça gibi mevkilerde yer almaktadır.
Karlıca mevkii Küçükköy’e ait zeytinliklerin yer aldığı bir sahadır. Arazi burada da neojen sedimanter, topraklar rendzinadır. Üç yönden de deniz üzerinden gelen nemli havayı alan, fakat şiddetli kuzey rüzgârlarına karşı korunaklı bir konumu vardır. Ağaçlardaki torsiyon, muhtemelen hâkim rüzgâr yönlerinin dönem dönem değişmesi ile ilgili olmalıdır.
Aktepe, Altınova’nın kuzeyinde yer alan rakımı en fazla 65 m’ye kadar çıkan Kireçtaşı tepelerin adıdır. Etraftaki birkaç küçük tepe de Aktepe’ye dâhil edilir. Tepeler alüvyonlar içinde yükselen adalar gibidir ve baştanbaşa zeytinliklerle örtülüdür. Topraklar kireçli-killi, su tutabilen, derin topraklardır. Rakım, topoğrafya ve konum çok uygundur. Her yönden esen rüzgârlardan faydalanabilen bir özelliği vardır. Fakat şiddetli ve soğuk kuzey rüzgârlarına karşı kapalıdır. Altınova-Çakmak asfaltının güneydoğusundaki kireçtaşı katmanlı arazi, pek çok yaşlı zeytin ağacını barındırmasıyla dikkat çekmiştir.
Aktepe’den kuzeybatıya doğru yavaş yavaş yükselen arazi Domuzçukuru, Çardak sırtları ve Karaçalı mevkileri ile devam ederek İbrahim Tepe'ye ulaşır. Tamamen eski zeytinliklerle örtülüdür. Eski Altınova-Ayvalık yolunun etrafında da yaşlı zeytinler çoktur. Bilhassa Kilisetepe, Eskiköy ve Periçeşme mevkiindeki zeytinliklerdeki ortam daha önce açıklanan özelliklerle aynıdır.
Keremköy-Ayvalık arasında Kocatepe-Gümüşlük-Belediye Çeşmesi, Çakalya, Galipo ve Nikita mevkileri yer alır. Buradaki zeytinler Altınova havalisindeki zeytinler derecesinde yaşlı değildir. Bunlar muhtemelen onlardan sonra tesis edilmiş olmalıdır. Toprak demir muhtevalı kil mineralleri sebebiyle biraz kırmızımtırak renktedir. Zeytinlikler deniz seviyesinden başlar.
Cunda (Alibey) adasında Patriça mevkiinde de yaşlı anıtsal zeytinlere rastlanmıştır. Bunlar muhtemelen evvelce mevcut Rum köyleri ile ilgili zeytinliklerdir. Mevki kuzey rüzgârlarına kapalı, güneye bakar konumdadır. Rakımı ancak 5-6 metredir. Toprak kireçli değil, hafif baziktir. Orta derinliktedir. Yeraltı suyu yüzeye çok yakındır. Burada zeytinler optimum olmayan şartlarda gelişmelerini sürdürmektedirler.
Netice olarak Ayvalık ilçesinin, iklim şartları, kireçli-killi kayaçlardan oluşan sedimanter arazisini örten toprakları, fazla yüksek olmayan topoğrafyası, zeytin ziraati ve zeytin ağaçları için en uygun şartları sunduğundan, zeytincilikle uğraşan halkı zeytinliklerine gerekli ihtimamı gösterdiklerinden dolayı pek çok sayıda yaşlı zeytin ağacı günümüze kadar gelebilmiştir. Bunlar arasında çevresi 8 m’ye yaklaşanlarına ve anıt ağaç olabilecek özelliklere sahip olanlarına da rastlanmıştır. Ayvalık ilçesinin eski zeytinlikleri bizlere atalarımızdan bu yana, maddi, manevi değeri çok büyük olan doğal ve kültürel bir mirastır. Onlara bu düşünce ile yaklaşılması gerekmektedir.
Fakat bu yaşlı zeytin ağaçlarının bir kısmında bazı problemlerin varlığı gözlenmiştir. Bunların en başında sulama olayı yer almaktadır. Asırlarca sulanmayan yaşlı zeytinlerin bazılarının kurumaya başladığı bazılarının da kurumuş olduğu saptanmıştır. Sulananların meyveli, sulanmayanların pek çoğunun meyvesiz olduğu görülmüştür. Yaşlı zeytinlerin dinlenmesine fırsat verilmeyerek fizyolojilerinin zorlanmakta olduğu düşünülebilir. Sorunun anlaşılması ve çözülmesi için dikkatli bir araştırma yapılması gerekmektedir.
Anıt ağaçlar boyutsal, tarihi, folklorik ve mistik anıt ağaçlar olmak üzere 4 kategoride değerlendirilmektedir. Ayvalık’ta tespit edilen ağaçlar boyutsal anıt ağaçlar sınıflandırmasına girmektedir. Yaş, gövde vb. boyutsal özellikleri itibariyle kendi türünün alışılagelmiş ölçüleri üzerindeki örnekleri oluşturmaktadırlar.
Ayvalık’ta tespit edilen 81 adet anıt zeytin ağacının tamamı ya fiziksel boyutlar ya da görsel ayrıcalıklar veya ekstrem yaş uzunluğu özelliklerine göre belirlenmiştir. Kültürel, folklorik, mitolojik değerlerine ya da tarihsel ve mistik özelliklerine göre herhangi bir anıtsal ve korunmaya değer zeytin ağacı bulunamamıştır. Bu tür anıtsal ağaçlar yukarıdaki paragraflarda verilen örneklerde görüleceği gibi genellikle geçmişten günümüze kadar gelen yerleşim yerlerinde veya kutsal mekânların yakın çevresinde bulunmaktadır.
Dünyada kültürel, folklorik, mitolojik değerlerine ya da tarihsel ve mistik özelliklerine göre, bilinen zeytin ağaçları genellikle kutsal mekânlarının içerisinde veya yakın çevresinde görülmektedir.
Ayvalık’ta bu özellikte zeytin ağacının bulunmamasının önemli sebepleri arasında Ayvalık’ın çok eski bir yerleşim yeri olmaması (ilk kayıtlar 1644 yılına aittir) başta gelmektedir. Bu tarihte Ayvalık’ta dikilmiş bir zeytin ağacı olsa bile bu yaş itibari ile anıt ağaç kapsamı dışında kalabilir. Ayrıca zeytin ağacı bir meyve ağacı olup, sürekli olarak tarımsal faaliyetlere konu olmaktadır. Her daim budaması yapılan bu ağaç, boyut özellikleri itibari ile çok dikkat çekici bir karaktere ulaşamamaktadır. Meyve ağaçlarının anıt olma ihtimalinin düşük olması bu yüzdendir.
Bugün Ayvalık ilçesi sınırları içerisinde bulunan bu anıt zeytin ağaçlarını konu alan bir “Anıt Zeytin Ağacı” rotası tamamlanmak üzeredir. Başta Ayvalık ile Balıkesirliler olmak üzere Ayvalık’a gelen tüm konuklarımızı zeytin ve zeytinyağı kültürünün sunulacağı bu rotayı görmeye ve gezmeye bekleriz.
Not: “Ayvalık’taki Anıt, Anıtsal ve Korunmaya Değer Zeytin Ağaçları” adlı bilimsel çalışma 2018 yılında Prof. Dr. Recep Efe, Prof. Dr. Abdullah Soykan, Prof. Dr. İsa Cürebal ve Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sönmez tarafından yapılmıştır. Ağaçların 51 adedinin tescil süreci Balıkesir Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından tamamlanmış olup diğerleri ise devam etmektedir.
Comments