top of page

Zeytin Jetonları-Taylan Köken

Zeytin için hasat zamanı geliyor. Erken Hasat haberleri gazetelere düşmeye başladı bile. Oysa eskiden zeytin hasadı kısa zamanda gerçekleştiril(e)mez, uzun zamanda partiler halinde olurdu. Zeytinler ağaçtan sırıkla silkelenerek veya elle toplanırdı. Hasat zamanı Kasım ayında başlayıp, hava durumuna göre ertesi yılın Mart ayına kadar sürerdi. Toplanan zeytin hemen paraya dönüşemezdi. Günlük yevmiyeyle çalışanlar için, emeklerinin karşılığı hemen öden(e)mez, nakit para yerine jetonla ödeme yapılırdı. Jetonla yapılan ödemeler, emekçilerin başka birinin işine gitmemesi için de kullanılan bir yöntemdi…

Hasat zamanı ayrı ayrı iş kollarına ayrı ayrı jetonlar verilirdi. Kahya, Sırıkçı, Toplayıcı ve Sepetçiler ayrı ücrete tabiydi ve ödemeleri farklı boylardaki jetonlarla veya tek boy jeton varsa arkasına işlenen “Silkici” gibi kontrmarklarla (countermark)[1] ödeme yapılırdı. Zeytin hasadına katılan yevmiyeciler, kadın-erkek ve çocuklarıyla birlikte ailece çalışır, hepsi yaptığı işe göre bir ödeme alırdı. Gün sonunda kâhyalar yapılan işleri yevmiye defterine işlerlerdi. İşlenen yevmiyelerin karşılığı, Osmanlı Döneminden gelen bir âdete göre cumadan cumaya ödenirdi. Aile, işini bitirdiğinde anlaşmaya göre haftalık, aylık veya mevsimlik ödeme alırken, topladığı jetonları sonradan nakit paraya çevirmekteydi. Ayvalık içinde esnafların para yerine jetonları kabul ettiği bilinmektedir. Fabrika sahiplerinin aynı zamanda kent içindeki ticari hayatı yönlendiren dükkânların da sahipleri olduğu düşünülürse; kendi içinde, para yerine geçen jetonlarla gerçekleşen kapalı bir ekonomi oluşturulmaktaydı…

Bu kapalı ticari ilişkinin oluşma sebeplerinden bir tanesi; yevmiyeyle çalışanları ve fabrika sahiplerini bağlayan bir hukuk sisteminin olmamasıdır. Söze dayalı sistemde çalışanın işe gelmesini ve hasadın sonuna kadar çalışmasını sağlamak amacıyla jetonlu sistem yaratılmış olduğunu bu sektörde çalışan birçok kişi belirtmektedir. Yevmiyeli çalışan için iş garantisi olmaması, daha fazla ödeme yapana kaçmasına neden olmaktadır. Bu durumu engellemek için böyle bir sistemin geliştirildiği düşünülmektedir. Zeytin jetonlarında, rakam veya kontrmark basılarak sık sık değişikliğe gidilerek önceki yıllardaki sahtecilikler ve gelecek yılın işçiliğindeki yevmiye artışları engellenmeye çalışılmıştır.

Benzer uygulamalara Osmanlı Döneminde Ayvalık Rumlarının Belediye ve Kilise teşkilatlarında rastlanmaktadır. Yevmiyecilerin ödemeleri tedavülden kalkan kontrmarklı Osmanlı paralarıyla yapılıyor, esnaf ticarette bu paraları kabul ediyor, topladığı paraları yine Cuma günü kiliseye giderek asıl paraya çeviriyordu. Kilisenin kârı ise sürekli ödeme yapmayarak parayı elde tutmak ve kaybolan kontrmarkın karşılığının kasada kalmasıdır. Kontrmark paralarının ilk örneklerini, Cunda Adasında 1880’li yıllarda görebiliriz.

Kuzey Ege’de büyük zeytinyağı üreticilerinin kendi jetonlarını kullandığını, günümüze ulaşan örneklerden biliyoruz. Mezatlarda satılan bu jetonların sahiplerini sıralamak gerekirse; Sezai Ömer Madra, Ali Rıza Bey, Mehmet Sezai Arkök, Bölükbaşızade Mehmet, Hacı Osmanzade Mehmet gibi sanayicilerdir. Ayvalık’ta Sezai Ömer (Madra) ve Ali Rıza (Karagözoğlu) Beylerin ortak kurmuş oldukları firma[2] günümüze ulaşan ve en çok örneği olan zeytin jetonlarını basmıştır. İlk baskıdan ve kullanımdan sonra bu jetonlar üzerine kontrmark uygulamaları yapılarak diğer yıllarda da farklı şekilde tedavüle sunulmuştur.

            Zeytin jetonları genellikle sert alüminyumdan, sarı metalden ve hatta çerçevelenmiş kartondan imal edilirdi. Sezai Ömer-Ali Rıza zeytin jetonlarının, alüminyum ve sarı metalden altı çeşit olarak darp edildiğini biliyoruz. Ufak boy jetonlar, yıldızlı, sayılı, logolu ve logosu sonradan kontrmarklıdır. Büyük boy jetonlar ise sayılı ve logolu basılmıştır. Sonraki dönemlerde aynı jetonların ortasına üçgen bir delik açılmış daha sonra yeni yazıya geçince S.M. harfleri ve rakamlar ilave edilmiştir.

            Anadolu’da zeytin haricinde başka tarım ürünlerinin toplanması sırasında o yörenin halkı daha üst konumdaki işlerle uğraşırken, amele işlerinde başka yörelerden gelen aileler istihdam edilmekteydi. Pamuk, tütün ve fındık tarlalarında bu aileler rençper olarak kullanılırdı. Çoluk çocuk, ana baba çalışan ailenin günlük ücretleri de farklılık gösteriyordu. Çocuk su taşıyor 1 Kuruş kazanıyor, anne çapa yapıyor 3 Kuruş kazanıyor, baba ağaç dikiyor 5 Kuruş kazanıyordu. Aileye kazandıkları para karşılığı üreticiler veya firmalar değişik boylarda jetonlar veriyordu…

            Ücret karşılığı verilen jetonların haricinde yerli ve yabancı firmaların değişik amaçlarla kullandığı, askı jetonu, yemek jetonu, oyun jetonu, kasa jetonu, depo jetonu, telefon jetonu ve çok yakın zamana kadar İstanbul’da vapur yolculukları için kullanılan gemi jetonları gibi üzerinde ücret belirtilen veya belirtilmeyen birçok jeton türü piyasada para yerine kullanılmıştır[3]


* Bu yazımın büyük bir kısmı, Ayvalık Belediyesi yayını olan, Ayda Bir Ayvalık dergisinin Ağustos 2016 tarihli 24. sayısında “Zeytin Hasat Jetonları” adıyla yayınlanmıştır.






[1]    Kontrmark (Countermark); sikkeye ve metal paralara daha sonradan vurulan küçük bir damgadır. Bu terim Nümismatik (Sikke ve paraları inceleyen bilim) dilinde “İkinci Damga” veya “Üst Damga” anlamında kullanılır. Yeni basılmış olan sikkenin kendisi ilk damgayı taşıdığından, daha sonra üzerine vurulan damga, ikinci damga yani kontrmark olacaktır. Bir sikkeye kontrmak vurulmasındaki en önemli dört neden şunlardır: i) Eskiyen ya da tedavülden kalkan bir sikkeyi yeniden geçerli kılmak.ii) Sikkenin ait olduğu ya da basıldığı yerin dışında geçerli kılmak. iii) Değerinde bir değişiklik yapılmak istendiğinde, bu değişikliği belirtmek. iv) Değerli metalden basılmış sikkenin kalitesini kontrol edilmiş olduğunu göstermek.

 

[2]     Şirketin resmi adresi: Yemiş Yağ İskelesi No:11 İstanbul

 

[3]     Konu hakkında Özgür Uğurluoğlu’nun www.sosyalbilimler.org sitesindeki yazılarından faydalanabilirsiniz.

 

129 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page