“Uygarlık yolunda başarı, yeniliğe bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur.” M.Kemal Atatürk 30 Ağustos 1924.
Ayvalık denince akla ilk gelen üç şeyi sayar mısın, deseler, duraksamadan; zeytinyağı, mimari özgünlüğünü koruyan evleri ve turizm derim. Bu kültürel birikimin hep yaşamasını isterim. Bunun da birinci yolunun sanat olduğunu bilirim. Özellikle kadim zeytin ve zeytin ağacı söz konusu olduğunda kentte zeytin ile anılacak heykel, sinema filmi, şarkı/türkü, zeytini sembol olarak kullanan mimari yapı, tiyatro alanlarındaki eserlerin yok denecek kadar az oluşu dikkatimi çekmiştir. Cumhuriyetimizin bir asırlık birikiminde, kent meydanlarına yansımış, zeytin ağacını sembolize eden sanat eserlerini maalesef göremiyoruz. Yabancı sermaye, kendi ürünlerini ülkemizde pazarlamak için iç pazarımıza dönük olarak, “zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünü popüler kılabiliyor. Bu yüzden 4 Kasım 1943 tarihinde, Türkiye’de ilk kez Ayvalık’ta düzenlenen Zeytin Bayramı’nda yöre kızlarının söylediği “zeytinciler şarkısı” bulunmalı ve kasabanın kültüründe bu kadar önemli yer tutan zeytin üzerine, yeni müzikler, yeni sanat eserleri üretilmeli. Filmler, heykel, müzik, mimarlık dünyayı değiştirmeyebilir ama onları izleyenler/dinleyenler pekâlâ değiştirebilir.
Yeni kuşaklara ve geleceğe bir armağan bırakacaksak, bu, doğa, felsefe ve inovasyon üzerinden olacak. Yaşar Kemal kadar iyi yazabilen, yeni fizik kuralları keşfedebilen ya da yeni teknolojiler geliştirebilen yapay zekânın uzak olmadığı konuşuluyor.
Gelecekte, yine bilim sayesinde yiyip içtiklerinizin gelişim sürecini, nasıl yetiştirildiklerini, hangi toprak yapısından çıktıklarını izleyebilecek, buna bağlı olarak ancak dilediğiniz besinleri tüketebileceksiniz. Üzerinizdeki kıyafetler doğanın enerjisiyle uyumlu hale gelecek ve üzerindeki çipe dokunduğunuzda, bitki örtüsünün, toprağın, havanın ve suyun enerjisiyle uyumlu çalışan, kendini ısıya uyarlayabilen kıyafetleri giyiyor olduğunuzu fark edeceksiniz.
Organik Tarım:
Organik tarımın olmazsa olmazı dürüstlük, sevgi ve saygıdır. Kime? İnsana, toprağa, suya, bitkiye, hayvana...
Endüstri 5.0:
Ülke olarak henüz Endüstri 4.0’ın uzağındayız. Hele tarımda Endüstri 2.0’dan Endüstri 3.0’a geçiş yapmış bile değiliz. Tarım alanında temelde yapılacak çok iş var. Zaman içerisinde reformlar tamamlandıkça, Endüstri 4.0 ülkenin gündem maddesi haline geldiğinde Ayvalık’ta zeytin tarımı da bundan nasibini alacak diye umut ediyoruz.
Sürdürülebilir Tarım:
Bugünün ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını riske atmadan, teknolojiye dayalı uygulamalarla toprak varlıklarını ve insan sağlığını koruyan sistemdir. Burada amaç erozyonu engellemek, su miktarını ve kalitesini korumak, çevre kirliliğini önlemek, biyolojik çeşitliliği korumak, enerji tasarrufu sağlamak, hayvan refahını yükseltmek, katma değerli yüksek ürünlerin değerini artırmak, küçük işletmelerin gelirini artırarak aile çiftçiliğini de korumaktır. Ülkemizde gıda ihtiyacının %90’ını küçük aile çiftçilerinin karşıladığını unutmamak gerekiyor. Zeytin yetiştiriciliğinde yeni zeytin bahçelerinin tesis edilmesi kadar, topraklarımızdaki verimden düşmüş yaşlı ağaçların gençleştirilmesi de oldukça önemlidir.
Web 3.0 (Alt Yapı):
Ayvalık zeytin ticareti tarihinde kullanılan zeytin jetonları vardı. Web 3.0 da bunlar gibi, sadece Ayvalık veya Türkiye’deki zeytin-zeytinyağı üreticisinin başka merkeziyete ihtiyaç duymadan, birbiri ile iletişim içinde olduğu blok zincirinin başlangıcı olabilir.
Dünya Web 3.0’ı konuşurken, veri transferinde dünyada bazı şehirlerde ortalama internet hızı 260 Mbps’yi bulurken, Ayvalık’ımızda internet hızının ortalaması ne yazık ki 15 Mbps’dir. İnternet alt yapısının çağın gerekliliklerini karşılayacak şekilde ivedilikle arttırılması gerekmektedir.
Metaverse (Üst Yapı):
Evrenin ötesi, online dünyalar topluluğu anlamına geliyor. VR kaskların kullanılmasıyla, online evrende arttırılmış gerçeklik sağlanacağından, Ayvalık arazileri ve mimari yapıları; kültür, turizm ve ticari alanlar da burada yerini almalıdır. Bu evrende sergilenebilecek mimari, heykel, resim, müzik eserlerimiz olmalı. Dijital semt pazarları kurulmalı. O günün hasadını canlı izleyebilmeliyiz. 2043 yılında Zeytin Bayramı’nın 100’üncüsü büyük olasılıkla Metaverse evreninde de kutlanacak. Dünyanın her yerinden insanlar Metaverse evreninde avatarları ile Ayvalık’ı ziyaret edip etkinliklere katılarak alışverişlerini yapacaklar. İnsanların çalışmasına gerek duyulmayan, yapay zekâ tarafından işletilen Ayvalık zeytinyağı duyusal analiz laboratuvarını burada geliştireceğiz.
Yapay Zekâ:
Tarımda robotik kullanımı ve yapay zekâ ileriki zamanlarda tarımı da kolaylaştıracak. Tüm tarımda bugünden farklı olarak, robotik tarım araçları, akıllı makinelerin yaptığı tohumlama, drone ile takip ve yönetim, akıllı sensörler, derin öğrenme algoritmalarına sahip bilgisayar kullanımı, toprak-bitki veri toplama sistemleri kullanılacak. Yapay zekânın geleceğinde beyin dalgaları önemli yer oynayacak. Yapay zekânın öğrenme hızı sayesinde ileride hayvanlarınız ile konuşacaksınız.
CRM Müşteri İlişkileri Yönetimi:
CRM, gücünü, durmaksızın müşteri verilerini toplama, analiz etme, bu bilgileri kullanarak ilişkileri derinleştirme ve iş sonuçlarını iyileştirme yönteminden alır. Müşteriyle temas kuran her çalışanın "sizi tanıyor ve size değer veriyoruz" mesajını vermesini sağlar. Ayvalık’ımıza yerleştirilecek insan sayma sistemleriyle Ayvalık’a giriş çıkışları olan kişilerin IP’lerinin kayıt altına alınması; cinsiyet, eğitim, gelir düzeyi gibi demografik yapılarının belirlenmesi ve zeytinyağıyla ilgili olan kişilere yönelik olarak cep telefonlarına sezon dışı da etkinlik ve reklam duyurularının yapılması sağlanmalı. Ayvalık zeytin ve zeytinyağını anlatan rehber uygulamalar, havalimanı, marina, otogar ve Ayvalık şehir girişlerine yaklaşan her cep telefonuna sms ve push notificasion ile gönderilebilir ve ziyaretçilerin, bu uygulamayı indirmeleri sağlanabilir. Uygulama üzerinden Ayvalık Zeytinyağı’nı satın alması sağlanabilir.
Bulut Sistemi:
Uluslararası rekabet ve Ar-Ge güvenliği için yerli bulut sistemine ihtiyacımız var. Bunca veriyi toplayıp işlemenin bize ve çiftçilere ne gibi bir faydası olacağını basit bir örnekle sergilemek mümkün: Aynı köyde bitişik parsellerde aynı ürünü eken iki çiftçiden biri diğerinin iki katı rekolte elde ediyorsa, bu iki çiftçi arasındaki temel fark, çiftçilerden biri doğru işlemleri doğru zamanda ve doğru şekilde yaparken diğerinin hatalı veya eksik işlemler yapmış olması düşünülebilir. Tarım sensörleri aracılığıyla, başarılı olan çiftçinin yaptığı tüm doğrular tespit edilerek başarının matematiksel ifadesi ortaya çıkarılabilir. Bu veri takip ve analizi 10.000 çiftçilik bir örneklem üzerinde yapıldığındaysa derin makine öğrenmesi yöntemiyle, mükemmel bir ‘süper çiftçi’ profili yaratılabilir.
Ayvalık Belediyesi, Ticaret, Ziraat ve Esnaf Odaları gibi ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının yayın ve etkinlik arşivinin dijital ortamda halka açılması, paylaşılması ve her yıl gerçekleşen yeniliklerle bilginin çoğalmış olarak bir sonraki yıla devretmesi sağlanabilir. Etkinliklerin kurumsallaşması, seçilen siyasilerin insafına bırakılmayacak kadar önemlidir. Verilerimizi bilgisayarda saklamak yerine zeytin ağacının DNA’sının içinde saklamak da mümkün.
Uydu Sistemlerin Kullanılması:
Google Earth veya dronelar üzerinden alınan 3 boyutlu haritalar ile arazilerin engebeli yapısı, ağaçların gövde, dal, yaprak ve meyvelerinin durumu sürekli tespit edilebilecek. Her taramada topraktaki erozyon, ağaçların büyümesi ve eksilmesi kontrol edilebilecek. Ağaçlardaki dezenformasyon ve renk pigmentlerindeki değişimin tespiti, hem ağaç güvenliği hem de üründe verimliliğin yıllar içindeki değişimi net olarak izlenebilecek. Hatta her ağacın kaç adet zeytin tanesi meyvelediğini yapay zekâ bizlere her yıl raporlayabilecek.
Drone ve Uçan Robotların Kullanımı:
Arazi, ağaç güvenliği, ağaçların bakımı dronelar kullanılarak yapılacak. Yer temelli ve hava temelli droneların tarımda kullanılmasıyla, bitki sağlığının değerlendirilmesi, sulama, bitki izleme, bitki ilaçlama, dikim, toprak ve tarla analizleri yapılacak.
Genetik Mühendisliği:
Zeytinliklerin çevresinde yerleştirilecek olan çalılar, zeytin zararlılarını ağaçlardan uzak tutmak amaçlı olarak kullanılacak. Oksidasyon (zeytinin daldan koptuktan sonra hava ile temasının olduğu süredir ve zeytinyağında kalitenin de göstergesidir), Oleuropein (zeytin ağacının ölümsüzlüğünün geldiği maddedir), Polifenol (hücrelerin aşınmasını ve yok olmasını önleyen, bu etkileri nedeniyle dokuların daha genç kalmasını sağlayan maddedir) gibi zeytine dair kimyasallar ile gelecekte ilgilenenlerin başında Ayvalık Ar-Ge laboratuvarlarının olmaması için hiçbir neden yok. (Not: Bilim kurgu filmlerinden öğrendiğimiz en önemli şey, öngörülemez sorunlar ve biyolojik silahlardan uzak durmamız gerektiğidir.)
Geri Dönüşüm ve Katma Değerli Yeni Ürünler:
Pirina, bazı işlemlerden sonra yemeklik yağ, katı yakıt, hayvan yemi, gübre ve pirina yağı üretiminde kullanılıyor. Ayrıca hayvan beslemede, özellikle küçükbaş hayvan yiyeceğine katılması durumunda, içeriğindeki mineraller sayesinde et kalitesini ve süt verimini arttırdığı bilinmekte. İçeriğinde yüksek oranda potasyum oksit taşıyan pirina, gübre olarak da kullanılıyor. Ayrıştırılan zeytin çekirdeği, sıkıştırılarak odun haline getirilip ısınmada kullanılırken, ayrıca zeytin çekirdeği kahvesi, zeytin çekirdeği tozu ve kedi kumu da elde ediliyor. Zeytin çekirdeğinin acılığı çeşitli baharatlarla giderilerek Türk Kahvesi gibi kavruluyor ve inovatif (yenilikçi denebilir) bir yaklaşımla zeytin çekirdeği kahvesi üretilebiliyor. Zeytin çekirdeğinden gözlük dahi üretmek mümkün. Bütün bunlarla birlikte sofralık zeytin endüstrisinde açığa çıkan salamura atıklarının mikrobiyal açıdan değerlendirilmesi, atık suların ve kıymetli bileşenlerinin geri kazanımı konularının sürdürülebilirlik kapsamında ele alınması gerekiyor. Zeytin karasuyu asitik olmakla birlikte, sahip olduğu kimyasal bileşenler açısından oldukça zengin ve gerek hayvan yemi gerekse gübre imalatında kullanılabilecek özelliklere sahiptir. Zeytin yaprağı çayı da işlem görmeden içilebilen bir bitki çayıdır. Pandemi döneminde, çok tercih edilen çaylar arasındaydı. Zeytin çekirdeklerinden üretilen biyoplastikler çevrecidir ve otomotiv iç panel üretiminde, elektrik-elektronikte, gıda ambalaj ve oyuncak gibi sektörlerde hammadde olarak kullanılmaktadır. Petrol ve türevlerinden üretilen mevcut plastiklere karşın zeytin çekirdeğinden üretilen biyoplastik katkılı hammaddenin doğada tamamen yok olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bütün bunların yanında zeytin yaprağı özü (ekstraktı) katkılı anti-bakteriyel, yenilebilir gıda ambalajı üretmek de mümkündür.
Sulama:
Suyun %70’i tarımda kullanılıyor. Küresel ısınmanın 2100 yılında kurak arazi yüzeyini yarıdan fazla arttıracağı tahmin edilmektedir. Bu durum, suyun uygun kullanımı ve kuraklığa dayanıklı çeşitlerin seçimi yoluyla sınırlı su mevcudiyetinin üstesinden gelmesi için büyük ilgi gerektirmektedir. Tansiyometrelerle, toprak su gerilimi santibar veya kilopaskal cinsinden hesaplanabiliyor. Bu sayede bir bitkinin kök sisteminin, topraktan su çekmek için kullandığı enerji miktarı analiz ediliyor. Çünkü yüksek toprak su gerilimi, bitki için daha az kullanılabilir su anlamına geliyor ve topraktaki nemin tükenme oranını gösteriyor. Toprağın nem tayininde kullanılan toprak profil probları ile 40 cm’den 180 cm’ye kadar olan farklı toprak derinliklerinde, probun bünyesinde bulundurduğu birden fazla sensörle toprak nemi ve sıcaklıkları gözlemlenebiliyor. Bu sayede en doğru sulama planını oluşturmak mümkün. Ayrıca dendrometre denilen bitki dal/gövde çaplarını ölçen sensörler kullanılarak bitkilerin su stresi ve büyümesi hakkında veriler elde edilebiliyor. Bu sensör minimum değerler arasındaki günlük daralmanın grafikler üzerinde analiz edilmesini sağlıyor. Suyu doğrudan bitkilerin köklerine ulaştıran yavaş salınımlı bir yöntem olan damla sulama ile verim artar, su tasarrufu sağlanır. Damla sulama onlara daha fazla içme suyu bırakıyor. Sulamada, deniz suyunun arıtılarak çok geniş alanlarda kullanılacağı günler çok yakın.
Erozyon:
Dünya’da erozyonla mücadelede zeytin ağaçlarının kullanıldığını biliyor muydunuz? Toprağı stabilize eden ve suyu tutan zeytin ağacı daha fazla dikiliyor ve teraslanıyor. AB'de son 25 yılda orman arazileri artarken sadece Kaz Dağları'nın dibindeki Edremit Körfezi'nde son 25 yılda, 3,5 milyon zeytin ağacı imara açılan araziler nedeniyle kesilmiş. 1923 ile 2000 yılları arasında 77 yılda verilen maden ruhsatı sayısı 1186 iken, 2000 sonrası 386.000 maden ruhsatı verilmiş.
Uygulamalar ve Erken Uyarı Sistemi:
Meteorolojik olayları 24 saat kayıt altına alarak; hastalık modelleri ile hastalık oluşmadan üç gün önce üreticilerimize uyarı verilebilecek olan sistemden, tarla dışından, yani iş yeri ve evden kayıt bilgileri alınarak gerekli uyarılar zamanında yapılabilecek. Feromon tuzak ile zeytin sineği ve zeytin güvesi zararlılarının popülasyon yoğunluğu takip edilecek ve mücadelenin doğru zamanda yapılması sağlanacak. Çiftçilerimiz zeytin yetiştiriciliği önerileri, uydu ile bitki sağlığı görüntüleme, canlı olarak yağış ve fırtına takibi gibi konularda bilgi sahibi olacak. Taklit (sahte) zeytinyağı hemen tespit edilip haksız rekabetin önüne geçilecek.
Üretimhane:
Zeytinlik alanları bozmadan, hem havada hem denizde kullanılabilen katlanır üretimhane, laboratuvarlar, ambalajlama tesisleri kurulabilecek. Tesislerin çatısı kendi enerjisini üretmek için güneş panelleri ve rüzgâr türbinleriyle kaplanacak. Nesnelerin interneti sayesinde her cihaz, karbon salınımı olmayan makineye dönüştürülebilecek. 3D gıda yazıcıları ile zeytin tarımı hayallerin ötesine taşınacak.
Kalifiye Personel:
Elle hasat maliyet oranı %71,48. Dünyada ise üretilen gıdanın %30’u henüz rafa çıkmadan uygunsuz nakliye ve depolama koşulları yüzünden israf olmakta. İşçilik hataları çok pahalıya mal olabiliyor. Zeytinyağı üretiminde İspanya'dan sonra dünya 2’ncisi olan ülkemizdeki zeytin ağacı varlığı son 20 yılda 99 milyon adetten %91 artış ile 189 milyona ulaşmış. Buna karşın ülkemizde kişi başı zeytinyağı tüketimi yıllık 1,8 litre iken, Suriye'de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimi 7,8 litredir. Yani öncelikle bizim çalışanımız daha sağlıklı olan zeytinyağını tüketebilmeli.
Zeytin hasat yöntemleri genelde; yerden toplama, ağaçtan elle toplama, çırpma (sırıkla), silkeleme (sarsma) ve makine kullanılarak hasat olarak sıralanabilir. Ülkemizde kullanılan zeytin hasat makineleri genelde ithal, pahalı, kullanımı zor (ergonomik değil) ve ihtiyaçları karşılayamaz durumda. Zeytin toplamada sırık yerine ağacı ve zeytin tanesini koruyacak ve daha çabuk (fabrikaya geç giden her zeytin tanesi kızışıyor ve fermantasyon başlıyor. Zeytinyağı daha çabuk bozuluyor) zeytinin toplanmasına yarayacak teknolojik aletlerin kullanılması arttırılmalı. Bu çözümleri içeren çocuk oyunları ve çizgi filmleri yapılmalı. Farmville benzeri dijital oyunlar ile çocuklara sanal eğitimler verilip tarım sevdirilmeli, onların hayal dünyasının önü açılmalı. Çünkü bilim insanları için laboratuvarlar neyse çocuklar için oyun alanları odur.
Gelecekte, kişi ölmeden önce yapay zekâsını aile bireylerine miras olarak bırakabilecek. Kişilerin bedenleri ölse bile bilgi ve zekâlarından faydalanılabilecek. En önemli konu hayattayken edindikleri tecrübeyi benzer sorunlar karşısında çözüme ulaştırabilecek muhakeme yeteneğinin devam edebilecek olması, tarımda ve zeytincilikte de sürdürülebilirliğin önünü açacaktır. Kişiler dilerse yardım amaçlı olarak yapay zekalarını bağışta bulunabilecekler. Yapay zekâ olan mirasları ile danışmanlık verebilecekler. Böylelikle tarihsel veri açısından birer köprü ve kütüphane görevi de görecekler.
Pazarlama:
Ayvalık’ta zeytincilik alanında hâlâ gerçek bir strateji olduğunu söylemek zor. Daha net ifadeyle, bize has bir ‘üretim’ ve ‘pazarlama’ modelimiz maalesef yok. Mesela İtalya, genel anlamda, zeytinyağı üretiminde, butik denebilecek ‘geleneksel üretim’ modeline odaklanmış durumda. Yağın işlenme sürecini çoğunlukla lüks tüketim kitlesine yönelik gerçekleştirerek ‘marka algısı’ ile üretim yapıyor. Belki İspanya’ya göre daha pahalıya mal edebiliyor ama pahalıya da pazarlıyor. İspanya ise modelini daha çok ‘konvansiyonel’ ve ‘teknoloji yoğun tarım’ üzerine kurmuş gözüküyor. Yani düşük maliyetli, yüksek hacimli üretime odaklanmış durumda. Böylece daha geniş bir tüketici pazarına erişiyor. Türkiye ise bu iki modelin ortasında bir üretim ve pazarlama yoluna gidiyor. Örneğin zeytinde dekar başına verim İspanya’da ortalama 370 kg iken İtalya’da 260 kg düzeyinde. Yunanistan’da ise 210 kilogramı buluyor. Dünya ortalamasının 215 kilogram olduğu bir ortamda Türkiye, dekar başına yaklaşık 200 kilogram verim alıyor. Bir başka deyişle İspanya ve İtalya’da verim, ağaç başına 45-50 kg seviyelerinde iken Türkiye’de bu rakam 15-20 kg aralığında değişiyor.
Edremit, Gemlik ve Milas zeytin ve zeytinyağları AB Coğrafi İşareti süreçlerini tamamladı. Ayvalık Zeytinyağı’nın pazarlanmasındaki en önemli unsur, değerli farklılıklarının maksimum seviyede duyurulması ve tanıtılmasından geçiyor. Bu bakımdan ivedilikle AB Coğrafi İşareti süreci başlatılmalı.
1800’lü yıllarda Ayvalık’ta üniversite dengi bir akademinin olduğunu biliyoruz. Altınova’da Gıda İşletmeleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi açılacak. Yakınında Ayvalık’ımızda zeytin tarımının yarınının inşa edilmesine fayda sağlayacak, ziraat mühendisliği, gıda mühendisliği ve tarımsal pazarlama bölümlerinin yer aldığı bir üniversitenin kurulması ve yukarıda belirttiğim maddelerdeki atılımları gerçekleştirmemize olanak sağlayacak bir Teknokent’in olması hayal değildir.
“Sermayenin azlığına bakarak cesaretiniz kırılmasın! Böyle kurumlar için en kuvvetli sermaye zekâ, dikkat ve namustur. Teknik ve metodik çalışmasını bilmektir. Bu anlayışla işe sarılınız, kesinlikle başarırsınız.” M. Kemal Atatürk 26 Ağustos 1924.
Komentarze