‘Mutlu insan, ölmeden önce Ege Denizi’nde seyahat etme şansına sahip olan insandır… Başka hiçbir yerde gerçeklikten rüyaya bu kadar kolay geçilemez’ der ya Nikos Kazantzakis’in Zorba’sı.
Ayvalık’ın gün batımlarını izleyip, kent belleği sokaklarında onca yılın birikimine şahit olduğumda, mavi sularında serinleyip adalarında dolaştığımda bu cümleyi anladım. Gerçeklikten rüyaya defalarca geçtiğimde mutluluğu hissettim, hayran oldum Ayvalık’a.
Ne var ki, Ayvalık’ı gezmek kadar dinlemek, hissetmek ve anlamak gerek. 18 ve 19. yüzyılın gösterişli güzelliğini üzerinde toplamış tarihi evlerini, özgün mimarisi ile dikkat çeken, geçmiş zamanların sükûnetini saklayan dini yapılarını seyre dururken sürprizlere alışmak gerek. Ayvalık’a gelmek, Ayvalık’ta yaşamak için öyle çok neden var ki... Ananemizin masalı, dedemizin mirası olan bu kentin sokaklarına karışırken, Ayvalık siluetinin önemli parçalarını sevecek, her mahallenin kendi ruhu ve karakteri ile yan yana Ayvalık’ta yaşadığını göreceksiniz. Kentte yüzlerce yıllık zaman diliminin hâlâ görülebilir olduğuna şaşıracaksınız. İmbat rüzgârıyla gelen iyot kokusunu içinize çekerken, albenili sokaklarından kedilerine, kültürel özelliklerinden kelimelerine kadar ‘bu kenti nasıl korur, geleceğe taşırız’ kaygısını duyacaksınız.
Doğa araştırmaları yaparken Ayvalık’ı fotoğraflamayı hiç ihmal etmeyen eşim Kadri Kaya ile bu kaygıyı duyduk ve Ayvalık’ın kitaplara konu, filmlere fon olan güzellikleri ve özelliklerini ‘Hasat’ ta buluşturmak, bilmeyenlere anlatmak, unutanlara hatırlatmak istedik. 2010 yılından 2018’e kadar Ayvalık Zeytin Hasat Şenliği’nin yapıldığı tarihte dergimizi yayınladık. Hasat Dergisi arzu ettiğimiz sayfa sayısında olmadı, yine de kendi fotoğraflarımız, düşünce ve yazılarımızla Ayvalık’ın bugünü ile yetinmedik, dününe de uzandık. Öğrendik. Öğrendikçe şaşırdık, sevindik, üzüldük, hayran kaldık. Gördüklerimiz, dinlediklerimiz, hissettiklerimiz, kısacası tanık olduklarımızla değiştik, yenilendik. Kadrajımıza sığanlar arasında iyi de vardı, kötü de. Güzel de vardı, çirkin de. Ne de olsa her şey hayata dairdi. Biz de Ayvalık’ta hayata tanıklık ediyorduk. Kadrajımıza sığdıramadıklarımızı sözcüklere döktük. Ayvalık’ı her yönüyle anlatmaya çalıştık. İki kişilik bir ekip olarak haftalarca emek harcadığımız, fotoğrafından yazısına özenle düşündüğümüz Hasat Dergisi’ne yeni içerikleri hazır olmasına rağmen 2017 yılından bu yana ara verdik. Ayvalık’ı gezmeye, izlemeye, dinlemeye ve sevmeye devam ediyoruz. Bu yayında serüvenini kısaca anlatmaya çalıştığım Hasat Dergisi, ‘Nerede kaldı o eski Ayvalık’ dememek, tüm kötü anlar içindeyken kentin kollarına bıraktığınızda kendinizi, olumsuzlukları unutmak ve Ayvalık’ta yaşamdan keyif alabilmek için bir hatırlatıcı olabildiyse ve olabilirse ne mutlu bize.
Bir misyonumuz var bizim. Ayvalık’ta yaşayan herkesin olduğu gibi; baktıkça farklılaşan, baktıkça şaşırtan Ayvalık’ı anlamak, özenle korumak. Bugünden geleceğe taşımak.
留言